Şehir Efsaneleri

Şehir efsaneleri, şehirlerin ve semt isimlerinin nereden geldiği hakkında hikayeler

  • Genel,  İstanbul,  Şehir Efsaneleri,  Yurt içi

    İstanbul’un Tarihi Simgeleri ve Efsaneleri

    2016 yılında Gezimanya için yazdığım, İstanbul’un Tarihi Simgeleri ve Efsaneleri isimli yazımı kendi blog sayfamda da paylaşmaya karar verdim. İstanbul’un Tarihi, Mistik Yapısı ve Günümüz Modern Dokusu Üzerine Bir Yazı… İstanbul, efsanevi bir şehirdir. Yüzyılları yaşamış, birçok imparatorluk ve medeniyet görmüş geçirmiş bir şehirdir.  Asya ile Avrupa’nın aşkla kavuştuğu, her iki kıtaya da hakim Yeditepeli güzel şehir İstanbul… Hayallerin şehri, tüm gizemi ve büyülü güzelliğiyle dünyanın dört bir yanındaki kendini beğenenlere göz kırpar adeta cilveli ve gizemli bir güzel gibi… İstanbul’u İstanbul yapan tarihi sembolü nedir diye sorsanız, İstanbul’un sevdalılarından farklı farklı cevaplar duyabilirsiniz. Kimi mağrur güzelliğiyle tek başına denizin ortasında, nazlı bir güzel gibi duran Kız Kulesi’ni der. Kimi…

  • İstanbul,  Şehir Efsaneleri

    Hezarfen Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Uçuşu

    Bu yazımda size Hezarfen Çelebi’den ve Hezarfen Çelebi’nin Galata Kulesi’nden uçuşu hakkında yazacağım. Malum insanoğlu, çok uzun yıllardır kuşlar gibi özgürce uçmaya hep imrenmiştir. Kuşlar gibi kanatlanıp uçmaya imrenen hatta imrenmenin de ötesine geçen ve kanatlanıp uçmayı başaran Türk tarihinin ilk insanı Hezarfen Çelebi olmuştur. Hezarfen Çelebi Kimdir? Tam adı Hezarfen Ahmet Çelebi’dir. Hezarfen Çelebi, 17. yüzyılda yaşamıştır. Hezarfen Çelebi, 1623-1640 yılları arasında hüküm süren 4. Murat zamanında uçma tasarısını eyleme geçirmiştir. Geniş bilgisinden dolayı halk arasında “binfenli” anlamına gelen “Hezarfen” lakabıyla anılmıştır. Hezarfen Ahmet Çelebi, çağından yüzyıllarca önce aynı düşünceyi gerçekleştirmeye çalışmış olan İmam Cevheri adlı Türk bilginini kendisine örnek almıştır. Hezarfen Çelebi gibi Leonardo Da Vinci‘nin de uçma konusundaki çalışmalarında, kendinden…

  • Fener-Haliç
    İstanbul,  Şehir Efsaneleri,  Yurt içi

    Tarihte İstanbul’un Dokuz Dildeki Adı…

    Birçok çağı, zamanı ve kültürü görmüş geçirmiş olan İstanbul’un tarihin içinde değişik zamanlarda, var olan imparatorluklarda ve kültürlerde, isimleri de farklı olmuştur. Tarihte İstanbul’un dokuz dildeki adı şunlardır: 1- Grekçe: Vizantion. 2- Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma. 3- Rumca: Konstantinopolis, İstinpolin, Megali Polis, Kalipolis. 4- Slavca: Çargrad, Konstantingrad. 5- Vikingce: Miklagord. 6- Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli. 7- Arapça: Bizantiya, El-Mahsura, Kustantina El-Uzma. 8- Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul. 9- Osmanlıca: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, İstanbul, İslambol, Darü’s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü’l-Hilafetü’l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet. Figen Karaaslan Seyyahça © Ekim 2012  

  • İstanbul,  Şehir Efsaneleri

    İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor? 3-

    İstanbul’un semtlerinin ve ilçelerinin farklı farklı isimleri var. Bazıları gerçekten çok enteresan isimler… Peki hiç düşündünüz mü? İstanbul’un bu semtlerinin ve ilçelerinin isimleri nereden geliyor? Ben düşündüm, İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor araştırdım ve bulduklarımı, bu yazıda sizinle paylaştım. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 1 ve İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden geliyor 2 yazılarıma bu linklerden ulaşabilirsiniz. Tahtakale: Sözlük anlamı ‘kale altı’ olan Taht-el-kale’nin bozulmasıyla Tahtakale’ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin edilmektedir. Taksim: Osmanlı zamanında sucuların, suyu halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlanmıştır. Tarabya: Bizans döneminde denize girilen ve su tedavisi yapılan bu İstanbul semtine,…

  • Kadıköy
    İstanbul,  Şehir Efsaneleri,  Yurt içi

    İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor? 2

    İstanbul semtlerinin isimleri nereden geliyor konulu yazıma, 2. bölüm ile devam ediyorum. Sizi de, bu yazı vesilesiyle İstanbul’un tarih kokan sokaklarında dolaşmaya davet ediyorum. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 1 ve İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 3 yazılarıma da bu linklerden ulaşabilirsiniz. Merak etmeyin, sokak sokak dolaşırken kaybolmazsınız çünkü ben de size eşlik edeceğim. 🙂 Çatladıkapı: Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca; hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başlamıştır. Çemberlitaş: Bizans’ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu’nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını vermiştir. Çengelköy: Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için semtin isminin buradan geldiği tahmin…

  • İstanbul,  Şehir Efsaneleri

    İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor? 1

    İstanbul semtlerinin isimlerinin nereden geldiğini, 3 yazı dizisi şeklinde sizinle paylaşacağım. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 1’i şimdi bu yazıda paylaşıyorum. İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 2 ve yine İstanbul Semtlerinin İsimleri Nereden Geliyor 3‘e de buradan ulaşabilirsiniz. Tarih boyunca birçok uygarlık görmüş geçirmiş ve birçok tarihsel olayın baş kahramanı olmuş İstanbul, geçmişten günümüze gelene kadar; Latinlerin dilinde Bizantium, Rumların dilinde Konstantinopolis, Selçukluların dilinde Konstantiniyye olmuştur. İstanbul’u, İstanbul yapan birçok semt de, değişik dönemlerde farklı isimlerle adlandırılmıştır. İstanbul semtlerine tarihi bir yolculuğa çıkarak, semtlerin eski adlarına göz atmaya ne dersiniz? Acıbadem: Geçmiş zamanlarda İstanbulluların yazlık olarak kullandıkları bu semtteki bahçeli evlerin ve konakların bahçelerindeki badem ağaçlarından dolayı bu isimin verildiği…

  • İstanbul,  Şehir Efsaneleri

    Yenikapı’nın Hikayesi

    Eski ve köklü bir şehir olan İstanbul’un güzellikleri de, efsaneleri gibi bitmez. Bu yazıda, İstanbul Yenikapı’nın hikayesini anlatacağım sizlere… İstanbul Yenikapı Hikayesi 4. Murat devrinde padişah tarafından şarap, afyon ve fal bakmak yasaklanmış. 4. Murat bir gece, tebdil-i kıyafet İstanbul’a indiğinde, karşıya geçmeye karar verip bir sandal kiralamış. Sandalcı, müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii… Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş. İpin ucunda bir testi! Sultan: “Ne var o testinin içinde?” diye sormuş. Sandalcı: “Ne olacak, şarap işte” diye gülerek müşterisine ikram etmiş. Her ne kadar yasaklamış olsa da, 4. Murat’ın alkolle arasının iyi olduğu bilinir. Padişah ikramı kabul etmiş ama yine de, “Şarap yasak. Hünkârımız bunu görse kafanı…