İstanbul,  Kilise,  Kutsal Yerler

Sveti Stefan Bulgar Kilisesi

Bulgar Kilisesi- Fener

Fener Vapur İskelesi’ne ayak bastığınızda, sizi tüm ihtişamıyla Sveti Stefan Bulgar Kilisesi karşılar. Tamamen dökme demir kullanılarak yapılmış olan bu kilise zırhını kuşanmış, birçok savaş görmüş ve yaşamış bir şövalye gibi aradan geçen onca zamana rağmen hala dimdik ayakta kalmıştır. Şimdiye kadar görmeye alışık olduğumuz taş ve mermer kullanılan diğer kiliselerden farklı bir görünümle dikkati çeker bu kilise… Diğer kiliselerden farklı bir malzemeyle yapılmış olan Sveti Stefan Bulgar Kilisesi, taş ve mermer yerine demir kullanarak yapılmış olan bir kilisedir.

Kilisenin Yapılış Hikayesi

Sveti Stefan Bulgar Kilisesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, burada yaşayan Bulgarlar, Ortodoks kiliselerinde ibadetlerin sadece Rumca ve Ermenice yapılmasından dolayı kendi dillerinde ibadet etmek istemişler ve bu isteklerini dönemin padişahına iletmişlerdir. Osmanlı padişahı, kilisenin tamamlanması için Bulgar halkına kesin bir zaman belirtmemekle birlikte, onlara kısa bir süre verdiğini söylemiştir.

O zamanlar, zeminin bataklık olmasından dolayı kilisenin tamamen demirden yapılmasına karar verilmiştir. Sadece dökme demir kullanılarak yapılan 500 ton ağırlığındaki parçalar Viyana’da hazırlanıp, Karadeniz üzerinden gemiler ve trenlerle buraya taşınmıştır. Viyana’dan gelen parçaların buraya monte edilmesi; Bulgar halkın ortak ve yoğun çalışması sonucunda sadece iki gün sürmüştür.

Bulgar Kilisesinin İçerisi...

Kilise, 1898 yılında yapılmış olup, Neo gotik tarzda inşa edilmiştir. Üç kubbeli ve haç şeklinde olan kilise, gösterişli yapısıyla dikkatleri üzerine çeker. Kilisenin mihrabı, Haliç’e dönüktür. Çan kulesindeki altı adet çanın hepsi Rusya’nın Yaroslavi şehrinde dökülmüş olup, günümüzde iki tanesi kullanılabilir durumdadır.

Kilisenin diğer bir özelliğiyse: Tarihte, tamamen demirden yapılmış iki kilise varken; Viyana’daki kilisenin yıkılmasıyla Sveti Stefan, demirden yapılan ve ayakta kalan tek kilise olma özelliğini kazanmıştır.

Kilise, Aziz Stefan’ın anısına yapılmış. Kilisenin bu arazisini de yine “Stefan” isimli bir prens bağışlamış. Ne tesadüftür ki, bana kiliseyle ilgili bu bilgileri veren kilise görevlisinin adı da Stefan idi…

Kilise, ziyaretlere açıktır ancak, azınlıkların çoğunun vatanına dönmesi ve Fener’den ayrılmaları sebebiyle Pazar günü ayinleri için kullanılmamaktadır. Ayinler için Şişli’deki bir kilise kullanılmaktadır. Sveti Stefan Bulgar Kilisesi’nde sadece 27 Aralık tarihinde “Stefan” isim günü kutlanılmaktadır.

Figen Karaaslan Seyyahça © Ağustos 2011

 

Kendim için modern bir Seyyah Kadın gezgin diyebilirim. Yaşamın, bir yol ve yolculuk olduğuna inanıyorum. Seyahat etmeyi, insanı içsel yolculuklara taşıdığını düşündüğüm için seviyorum. Bu sebeple de, fırsat buldukça, bir seyyah gibi geziyorum ve yolculuk yapıyorum. Yaşamın, paylaştıkça zenginleştiğine ve anlamlandığına inandığım için de; gördüklerimi ve yaşadıklarımı Seyyahça’da yazarak, paylaşıyorum. Yaşam yolunda yolculuk ederken; 2014 yılında, Yaşamı Kullanma Kılavuzu isimli bir kitap yazdım ve yayınlattım. Mersin Üniversitesi Seyahat İşletmeciliği ve Yakın Doğu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık mezunuyum. 10 yıldan fazla reklam-metin yazarlığı, editörlük ve içerik editörlüğü yaptığım profesyonel meslek hayatıma; editörlük, kurumsal iletişim ve dijital pazarlama ile devam ediyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.